3 Ocak 2013 Perşembe

ÖĞRENME HEDEFLERİ VE ÖĞRETME YÖNTEMLERİ

Öğrenme Hedefleri:

-Ders dışında kaynak sıkıntısı sorununa çözüm getirme 
-Vücudumuzu en kolay şekilde öğretebilme
-Vücudumuzun bölümlerini öğretebilme
-İskelet sistemini öğretebilme
-Kas sistemini öğretebilme
-Nabız-Tansiyon-Stetoskop gibi kelimeleri öğretebilme.

sorular

http://www.testimiz.com/4.sinif/vucudumuzutaniyalim.html

KUSURSUZ ÇALIŞAN VÜCUDUMUZ ANİMASYON

Vücudumuzu tanıyalım

http://yazarlikyazilimi.meb.gov.tr/Materyal/samsun/vucudumuzutaniyalim.swf

NABIZ-TANSİYON-STETOSKOP


NABIZ

Kalbin , kanı damarlara her pompalayışında damarlarda getirdiği etkiye nabız denir. Vücut dinlenme halinde iken kalp atım hızı düşer.Nabız da düşer.(uyku gibi) Egzersiz yaparken bedenin daha çok oksijene ve besine ihtiyacı olur. Besin ve oksijen tüketimi artınca karbon dioksit üretimi de artar. Bu nedenle nabız sayısı artar, nabız atışları duyulur. Egzersiz yaparken soluk alıp verme de artar. Korku, heyecan, sevinç veya sinirli olma hali kalp atışına ve buna bağlı olarak nabız sayısının artmasına sebep olur .Nabız sayısı sağlıklı yetişkinlerde 70-80, çocuklarda 80-100, bebeklerde ise 100-120 arasındadır.


TANSİYON


Kalbin kanı pompalanması ile damarda meydana gelen basınçtır.

STETOSKOP:

Doktorlar tarafından vücut içinde oluşan sesleri dinlemek için kullanılan tıbbi cihazdır.
Stetoskopla;
o Kalbin,
o Akciğerlerin çıkardığı seslerle
o Mide ve bağırsaklarda ortaya çıkan sesler dinlenir.

EGZERSİZİN NABZA VE SOLUK ALIP VERMEYE ETKİSİ

Belli bir program içinde yapılan egzersiz günlük hayatta yaptığımız işlerde daha az yorulmamızı sağlar. Örneğin, merdiven çıkma, otobüse koşma, hızlı yürüme ve bir yükü kaldırma veya taşıma gibi işleri daha az zorlanarak yaparız. Egzersiz yaptığımızda normalden daha fazla enerji harcanır. Artan enerji ihtiyacının karşılanması için kanın, daha hızlı bir şekilde vücutta dolaşarak besin ve oksijeni taşıması gerekir. Bunun içinde kalp daha hızlı çalışmaya başlar ve daha fazla kan pompalar.Daima yaşımıza ve vücudumuz özelliklerimize uygun egzersizler yapmalıyız..

Egzersiz sayesinde;
Kas ve kemik gelişimi sağlıklı olur. Kötü yağların yıkımı sağlanır. Daha zinde ve güçlü hissetmemizi sağlar. Hayata daha güzel ve olumlu bakmamızı sağlar. Kalp ve damar sağlığı için yaralıdır.

Egzersiz-Soluk Alıp Verme İlişkisi:
Egzersiz yaptığımızda vücut daha çok besine ihtiyaç duyar. Vücudun oksijen ihtiyacını karşılamak için daha çok soluk alıp veririz. Soluk alıp verme ve nabız sayımız sadece egzersiz yaparken artmaz. Heyecan, sevinç, öfke ve korku gibi durumlarda da soluk alıp verme sıklığımız ile nabız sayımız artar.

KANIN VÜCUTTA DOLAŞIMI

KANIN VÜCUTTA DOLAŞIMI


Dolaşım Sistemi Organları:
Kan, damar, kalptir. Yaşayabilmek için besin ve oksijene ihtiyaç vardır.Besin ve oksijeni vücuda kan taşır. Kanın vücutta dolaşımını sağlayan organ kalptir. Kanın vücudun her tarafına taşınması kan damarları ile sağlanır.

Kanın Vücutta Dolaşımını Sağlayan Yapı ve Organlar:

1. Kalp:Göğüs kafesinin içinde akciğerler tarafından korunan organdır.Her insanın kalbi yaklaşık yumruğu kadardır.Görevi temiz kanı vücuda pompalamaktır.Kirli kanı ise temizlenmesi için akciğere yollar.Kalbin en önemli özelliği durmadan çalışabilmesidir. Kalp hiçbir zaman kas yorgunluğu çekmeyen özel kaslardan oluşmuştur.

2. Kan Damarları: Kalpten çıkan damarlar vücut içinde küçük dallara ayrılır. Kan damarlarının görevi temiz kanı vücudun her tarafına taşımak, kirli kanı alarak kalbe taşımaktır. Damarlarımız sadece kanın aktığı yer
olmayıp, ayrıca organlarımızdaki madde alış verişinin gerçekleştiği yerlerdir. Resimlerde gösterilen mavi renkli damar kirli kanı, kırmızı renkli damar temiz kanı ifade eder. Vücutta bulunan damarların bazıları yüksek
oranda oksijen taşırken; bazıları yüksek oranda karbondioksit içeren kan aştır. Yüksek oranda oksijen içeren kanın rengi parlak kırmızı, yüksek oranda karbondioksit içeren kanın rengi ise koyu kırmızıdır.

3. Kan:
 Vücut ısısını ayarlar.
 Vücudun savunmasında görev yapar.
 Soluk alıp vermede rol alan oksijen, karbondioksit gibi gazları taşır.
 Besin maddelerinin gerekli yerlere taşınmasını sağlar.
 Canlılık atıklarının boşaltım organlarına taşınmasını sağlar.

İnsanda Kan Dolaşımının Sağlığı:
Kan dolaşımının sağlığını olumsuz yönde etkileyen en önemli etkenler sigara ve hava kirliliğidir. Alkol damarların esnekliğini bozup, kan dolaşımını yavaşlatır. Vücuttaki iltihaplanmalar (kulak, bademcik) kalp kapakçığının bozulmasına neden olur. Sarılık, lösemi(kan kanseri), anemi (kansızlık), hemofili(kanın pıhtılaşmaması) birer kan hastalığıdır. HİV virüsü kan hastalıklarından biri olan AIDS hastalığını ortaya çıkardığından kan alış verişinde dikkat edilmelidir. Kalbin sol tarafında temiz, sağ tarafında kirli kan bulunur.



SOLUK ALIP VERME

Solunum:Dışarıdan temiz, oksijenli havayı içimize çekme ve daha sonra kirli havayı dışarı verme olayıdır.
Solunum, dinlenirken, uyurken, çalışırken, koşarken kısacası sürekli yaptığımız bir olaydır. Kısacası solunum yapmadan duramayız.

Neden Solunum yaparız?

Büyümemiz, gelişmemiz, günlük işlerimizi yapmak için vücudumuz enerjiye ihtiyaç duyar. Yiyeceklerle vücudumuza besinleri alırız, solunum yaparak besinleri yakarız ve enerji elde etmiş
oluruz.Besinleri solunumla aldığımız oksijen sayesinde hücrelerimizde yakarak ısı ve enerji elde
ederiz. Bundan dolayı solunum yapmak zorundayız.

Soluk Alıp Vermede Görevli Yapılar:

1- Burun
2- Yutak
3- Gırtlak
4- Soluk Borusu
5- Akciğerler

1. Burun: Solunum organımızdır. İnsanda soluk alma burunda başlar. İçerisinde ince kıllar vardır. Alınan hava küçük ince kıllarla süzülerek temizlenmesi sağlanır, ısıtılır ve nemlendirilir.
2. Yutak: Ağız ve burun boşluğunun birleştiği yere yutak denir.Yutağa yemek ve soluk borusu açılır.
3. Gırtlak: Soluk borusu girişidir.Ses telleri buradadır. Kıkırdaktan yapılmıştır.Ses gırtlakta oluşur.
4. Soluk Borusu: Gırtlaktan akciğere kadar uzanan üst üste kıkırdak halkalardan oluşmuştur. Alınan havayı akciğere iletir. İçi tüylüdür. Yapısındaki kılları sayesinde havayı temizler ve tozları tutar.
5. Akciğerler: Soluk alıp vermede en önemli organımızdır. Sağ ve sol olmak üzere ikiye ayrılır. Sağ akciğer üç parçalı sol akciğer iki parçalıdır.Sol akciğere kalp dayandığı için sağ akciğere göre daha
küçüktür. Hafif ve süngerimsi yapıdadır. İçinde bronşlar ve milyonlarca hava kesecikleri vardır.

Görevleri:
 Dış ortamdaki havayı almak, havadaki oksijeni akciğer vasıtasıyla kana vermek.
 Akciğere gelen kirli kan içerisindeki karbondioksitin akciğerden dışarı atılmasını sağlamaktır.

Diyafram: Akciğerimizin altında bulunur. İsteğimiz dışında çalışır. Solunuma yardımcı olur. Göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirinden ayırır.Solunumda göğüs kasları da görevlidir.

Soluk Alma:
 Hava burundan girer.Sırasıyla yutak, gırtlak ve soluk borusundan geçerek akciğerlere ulaşır.
 Akciğerler havayla dolar.
 Göğüs kafesi genişler.
 Diyafram aşağı doğru düzleşir.

Soluk Verme:
 Akciğerlerdeki hava sırasıyla soluk borusu gırtlak, yutak ve ağızdan dışarı atılır.
 Göğüs kafesi daralır.
 Diyafram kubbeleşir.

Doğru soluk alıp verme:
Soluk alma sırasında burun kullanılmalıdır. Çünkü hava ile giren zararlı mikropları tutan, verimli soluk alıp verme için havayı ısıtan ve nemlendiren burun kullanılmalıdır. Koşarken egzersiz yaparken burundan nefes almalı, ağızdan verilmelidir.


SOLUK ALIP VERME
Solunum:Dışarıdan temiz, oksijenli havayı içimize çekme ve daha sonra kirli havayı dışarı
verme olayıdır. Solunum, dinlenirken, uyurken, çalışırken, koşarken kısacası sürekli yaptığımız bir olaydır. Kısacası solunum yapmadan duramayız.
Neden Solunum yaparız?
Büyümemiz, gelişmemiz, günlük işlerimizi yapmak için vücudumuz enerjiye ihtiyaç duyar. Yiyeceklerle vücudumuza besinleri alırız, solunum yaparak besinleri yakarız ve enerji elde etmiş oluruz.Besinleri solunumla aldığımız oksijen sayesinde hücrelerimizde yakarak ısı ve enerji elde ederiz. Bundan dolayı solunum yapmak zorundayız.
Soluk Alıp Vermede Görevli Yapılar:
1- Burun
2- Yutak
3- Gırtlak
4- Soluk Borusu
5- Akciğerler


1. Burun: Solunum organımızdır. İnsanda soluk alma burunda başlar. İçerisinde ince kıllar vardır. Alınan hava küçük ince kıllarla süzülerek temizlenmesi sağlanır, ısıtılır ve nemlendirilir.
2. Yutak: Ağız ve burun boşluğunun birleştiği yere yutak denir.Yutağa yemek ve soluk borusu açılır.
3. Gırtlak: Soluk borusu girişidir.Ses telleri buradadır. Kıkırdaktan yapılmıştır.Ses gırtlakta oluşur.
4. Soluk Borusu: Gırtlaktan akciğere kadar uzanan üst üste kıkırdak halkalardan oluşmuştur.
Alınan havayı akciğere iletir. İçi tüylüdür.Yapısındaki kılları sayesinde havayı temizler ve tozları tutar.
5. Akciğerler: Soluk alıp vermede en önemli organımızdır. Sağ ve sol olmak üzere ikiye ayrılır.
Sağ akciğer üç parçalı sol akciğer iki parçalıdır.Sol akciğere kalp dayandığı için sağ akciğere göre daha küçüktür. Hafif ve süngerimsi yapıdadır. İçinde bronşlar ve milyonlarca hava kesecikleri vardır.

Görevleri:
 Dış ortamdaki havayı almak, havadaki oksijeni akciğer vasıtasıyla kana vermek.
 Akciğere gelen kirli kan içerisindeki karbondioksitin akciğerden dışarı atılmasını sağlamaktır.
Diyafram: Akciğerimizin altında bulunur. İsteğimiz dışında çalışır. Solunuma yardımcı olur. Göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirinden ayırır. Solunumda göğüs kasları da görevlidir.
Soluk Alma:
 Hava burundan girer.Sırasıyla yutak, gırtlak ve soluk borusundan geçerek akciğerlere ulaşır.
 Akciğerler havayla dolar.
 Göğüs kafesi genişler.
 Diyafram aşağı doğru düzleşir.
Soluk Verme:
 Akciğerlerdeki hava sırasıyla soluk borusu gırtlak, yutak ve ağızdan dışarı atılır.
 Göğüs kafesi daralır.
 Diyafram kubbeleşir.
Doğru soluk alıp verme:
Soluk alma sırasında burun kullanılmalıdır. Çünkü hava ile giren zararlı mikropları tutan, verimli soluk alıp verme için havayı ısıtan ve nemlendiren burun kullanılmalıdır. Koşarken egzersiz yaparken burundan nefes almalı, ağızdan verilmelidir.

Solunum Sisteminin Sağlığı
 Mümkün olduğunca burundan nefes alınmalıdır.
 Sigara kullanılmamalı ve içilen ortamda da bulunulmamalıdır.
 Soğuk, tozlu ve kuru havalardan kaçınılmalıdır.
 Nezle veya gribe yakalanmış olan kişilerden uzak durulmalıdır.
 Dengeli beslenmeliyiz.
 Bulunduğumuz ortamı sık sık havalandıralım.
 Nezle, bronşit, verem, kızamık gibi hastalıklar soluk alıp verirken yakalandığımız hastalıklardır.


İSKELET VE KAS SAĞLIĞI

İSKELET VE KAS SAĞLIĞI




Düzenli ve dengeli beslenmeliyiz.
 Ağır darbe ve vurmalardan kaçınmalıyız.
 Uygun oturuş ve duruş biçimimize dikkat
etmeliyiz.

 Düzenli ve yaşımıza uygun sporlar
yapmalıyız.

 Temiz hava ve güneş ışığından yeteri kadar
yararlanmalıyız.

 Kemik yapısı için; kalsiyum, potasyum,
fosfot içeren gıdalar tüketmeliyiz.

 Ağır işlerden kaçınmalıyız.
 Dar ve yüksek topuklu ayakkabılar
giyinmekten kaçınmalıyız.


KASLAR


KASLAR

Kaslar, iskeleti dıştan sararak kemiklerle birlikte vücuda genel şeklini verir.Ayrıca iç organların
çalışmasında da görevlidir. Kaslar lifli bir yapıya sahiptirler.Kas lifleri bir araya
gelerek kas demetlerini oluşturur.Kas demetlerinin üzeri zarla çevrilidir.
Kaslar her zaman kemikten kemiğe bağlı olmayabilir.Vücudumuzda kemikten deriye veya deriden
deriye bağlanan kaslarda vardır. Yüz kaslarını deriden deriye bağlanan kaslara örnek verebiliriz.
Bir kemiğin hareket etmesini iki kas grubu birbirine zıt çalışarak sağlar. Örneğin; kolumuzun ön
kısmındaki kaslar kasıldığında, arka kısımdakiler gevşer.Böylece kolumuz bükülmüş olur. Kolumuzun arka
kısmındaki kaslar kasıldığında, öndekiler gevşer. Böylece kolumuz düzleşir.




Kasılan Bir Kasın Özellikleri:

o Boyu kısalır.
o Kalınlığı artar.
o Sertleşir.
o Bol enerji harcanır.



Gevşeyen Bir Kasın Özellikleri:

o Boyu uzar.
o Kalınlığı azalır.
o Yumuşaklaşır.
o Dinlenme haline geçmiştir. Ancak enerji tüketimine devam eder.


Yapılarına göre kaslar üçe ayrılır:

1- Çizgili (Kırmızı) Kaslar:
o İskelete dıştan bağlanırlar ve iskeleti sarar.
o Bizim isteğimizle çalışırlar.
o Genellikle kırmızı renklidir.
o Çabuk kasılır, gevşer.Çabuk yorulurlar.
o Kirişlerle kemiklere bağlıdırlar.
o Baş, boyun, el, ayak, parmak, göz kapağı kasları çizgili kaslardır.

2- Düz (Beyaz) Kaslar:
o İç organlarımızdaki kaslardır.
o İsteğimiz dışında çalışırlar.
o Renkleri beyaz olarak adlandırılır.
o Yavaş, ritmik ve sürekli çalışırlar.
o Geç yorulurlar.
o Yemek borusu, mide, bağırsaklar düz kaslardan oluşmuştur.

3- Kalp Kası:
o Kısa çizgili kastır.
o İsteğimiz dışında çalışır.
o Vücudumuzun en güçlü kasıdır.
o Sürekli çalışır.


Kasların Görevi:

 Solunum sistemimizi çalıştırır.
 Konuşmamıza yardımcı olur.
 Kemiklerin hareketini sağlar.
 Vücut organlarımızın hareketini gerçekleştirir.
 Vücudumuza asıl şeklini verir.
 Vücudun gıda ve enerji depolarıdır.
 Kalp kası ile vücuda kan pompalanır.

EKLEMLER


EKLEMLER


Vücudumuzdaki kemiklerin birbirine bağlandığı yere eklem denir. Eklemler kemiklerimizin hareket
etmesini sağlar.


Eklem Çeşitleri:

Oynar Eklem:Kol ve bacaklarda bulunur.
Yarı Oynar Eklem:Hareketleri oynar eklemlere göre daha sınırlıdır.Daha az hareket ederler.Omurga
ve göğüs kafesini oluşturan kemiklerin hareketleri daha sınırlıdır.
Oynamaz(Hareketsiz) Eklem:Hareketsiz eklemlerdir.Bu eklem kemikleri birbirine iyice
kaynaşmıştır. Kafatasını oluşturan kemikler arasında ki kemikler hareket etmez.

İSKELETİN GÖREVLERİ

İSKELETİN GÖREVLERİ



1. Vücudumuza genel şeklini verir.
2. Kan hücrelerini üretir.
3. Vücudumuza desteklik sağlar.
4. İç organlarımızı korur.
5. Vücudumuzun dik durmasını ve hareketini
sağlar.




İSKELETİN TEMEL KISIMLARI

İSKELETİN TEMEL KISIMLARI

İnsan iskeleti dört kısımda incelenir:


1. Kafatası:

  • Kemikler birbirine çok sıkı bağlanmıştır.
  • Aralarında oynamaz eklemler vardır.
  • Yassı kemiklerden oluşur.
  • Beyin kafatası kemikleri tarafından korunur.
  • Kafatasında alt çene kemiği oynar eklemlidir.








2. Göğüs kafesi:
  • 12 çift kaburga kemiği ve göğüs kemiğinden oluşmaktadır.
  • Akciğerleri ve kalbi korur.
  • Nefes alıp vermemize yardımcı olur.
  • Kemikleri yassıdır.
  • Esnek yapılıdır.






3. Omurga:
  • Omurga, omur denilen 33 tane ortası delik kısa kemiğin birbirleri üzerinde dizilmesiyle oluşmuştur.
  • Hafif “S” şeklindedir.
  • Vücudumuzun üst kısmının ağırlığını taşır.
  • Dik durabilmemizi omurgamızın bu şekline borçluyuz.
  • Vücudumuzun arka kısmındadır.
  • İçindeki boşluğa omurilik kanalı denir.
  • Yarı oynar eklemlerden oluşmakta ve biraz eğridir.
  • Omurgaya bel kemiği de denilmektedir.

4. Kollar ve bacaklar:

  • Çoğunlukla uzun kemiklerden oluşmuştur.
  • Kollar ve bacaklar gövdeye kemik köprülerle bağlanmıştır.Aralarında tam oynar eklem vardır.
  • Bacağın gövdeye bağlandığı yerde kalça  kemiği(leğen kemiği) vardır.
Bacağımızda, uyluk kemiği, baldır kemiği, kaval kemiği, ayak bilek, ayak tarak ve ayak parmak kemikleri vardır.
Kollarımız, önde köprücük arkada kürek kemiği ile bağlantılıdır. Kollarda pazu kemiği, ön kol, dirsek, bilek, tarak ve parmak kemikleri bulunur.

İSKELET


İSKELET

Kemiklerden oluşan ve hareket edebilmemizi sağlayan yapıya iskelet denir. İskelet yaklaşık olarak
206 tane kemikten oluşur.İskeletimiz olmasaydı vücudumuz bir et yığını olurdu.İskeletimiz sert ve dayanıklı kemiklerden oluşmuştur.

Şekillerine göre kemikler üç gruba ayrılır:

1. Uzun kemikler
2. Kısa kemikler
3.Yassı kemikler

1. Uzun kemikler:Kol ve bacaklarda bulunan kemikler uzun kemiklerdir.Baldır kemiği, kaval kemiği,
uyluk kemiği, köprücük kemiğini, el ve parmak kemiklerini uzun kemiklere örnek verebiliriz.Uzun
kemiklerin ortasında sarı ilik vardır.Kırmızı ve sarı ilikler kan hücreleri yaparlar.

2. Kısa kemikler: Eni boyu ve kalınlığı hemen hemen birbirine eşit olan kemiklerdir. Omurga, el ve
ayak bileklerini kısa kemiklere örnek olarak verebiliriz.

3. Yassı kemikler:Genişliği fazla olan kemiklerdir. Kafatası, alt çene kemiği, kaburgalar, kalça (leğen)
kemiği ve kürek kemikleri yassı kemiklerdir.